Kalbe iğne batma hissi, insanlar arasında çok yaygın bir durum olmasına rağmen, insanlar arasında psikolojik boyutunun dile gelmesi o kadar yaygın değildir. Kalbe iğne batma hissi, yoğun ve olumsuz duygulara eşlik eden bir durumdur. Bu yoğun ve olumsuz duyguların başında kaygı, korku ve üzüntü gelir. Neden kişi, kalbine iğne batmış gibi hisseder? Ne zamanlarda hissedilir bu durum? Bu durumla baş edebilmek için ne yapılmalıdır? Bu yazımda, kalbe iğne batma hissinin detaylarını bu başlıklardan açıklayacağım.
Kalp ve kalbin hem fiziksel hem de duygusal bir duruma karşılık vermesi oldukça önemli bir durumdur. Öncelikle, bir kişinin kalbinde normalin dışında olan bir durum hissetmesi, bedende organik olarak bir sorun olup olmadığı sorusunu uyandırır. Bunun için, uzman doktora gidip, gerekli tetkikler yapılmalı ve muayeneler olunmalıdır. Fiziksel muayeneler yapıldığında, kalple ilgili ya da bedenin herhangi başka bir sistemiyle ilgili sorun olup olmadığı araştırılmalıdır. Eğer fiziksel olarak organik bir sorun olduğu tespit edilirse, tıp doktorunun uygulayacağı tedavi takip edilmelidir. Bunun yanı sıra, fiziksel olarak duyulan bu şikâyetin herhangi organik bir nedeni olmadığı kararı uzman tıp doktoru tarafından verildiğinde, biz uzman klinik psikologlar gönül rahatlığıyla kalbe iğne batmasının psikolojik kısmına eğilebilir, tedavi etmek için kolları sıvarız.
Kalbe İğne Batma Sebepleri
Kişinin kendi kalbine iğne battığı hissine kapılmasının iki temel nedeni vardır. Bunlar;
1) Kişinin kendi iç dünyasındaki duygularından, düşüncelerinden uzak kalmaya çalışması.
2) Yoğun bir şekilde hissettiği kaygı duygusu temelli duygular (korku, üzüntü gibi).
Bu iki temel nedene detaylıca bakalım.
Öncelikle, ilk sebep olan kişinin kendi iç dünyasından uzak kalma çabası çok önemli bir husustur. Çünkü, aslında imkansızın peşinden gitmektir. -mış gibi davranmaktır. Bir insanı insan yapan yegâne unsurların başında duygular ve düşünceler gelir. Kişinin bunlardan uzak kalmaya çalışması, aslında ne kadar ıstıraplı, acılı olduğunu gösterir. İnsanlar, bunu yaparken bile isteye yapmak zorunda değildir. Farkında olmadan da, acı hissetmemek, üzülmemek ve/veya olumsuz duygulara temas etmemek için iç dünyasından dört nala uzaklaşmak ister.
Bunu yaparken, insanlar aslında şöyle bir gerçeği göz ardı eder. İç dünyanın kendisine alan açtığı 3 kanal vardır; bunlar duygular, düşünceler ve beden. Duygular ve düşünceler konusunda kişi önce kendisine, sonra başkasına gayet “yalan” söyleyebilir. Örneğin; öfkeliyken, öfkeli olmadığını; herhangi bir konuda bir düşünceyi savunurken, şartlar gereği tam zıttını savunduğunu dile getirebilir. Ancak, kişinin bedeninde hissettiklerini “yalan”laması olanaksızdır. Örneğin, eğer kişinin gözleri kızardıysa, bacakları titriyorsa, eli ayağı terlediyse, var olan duygunun tam tersini hissettiği konusunda ne kendisini ne de başkasını inandıramaz. Kişinin iç dünyasını kendi bedeni ele verir. Kime mi ele verir? Kendisine.
İşte burada ikinci sebep olan kişinin yoğun bir şekilde kaygı temelli korku, kaygı ve hüzün duygularını hissediyor oluşu önem kazanıyor. Ne zaman bir insan derinden üzülse, çok fazla kaygılansa ve/veya hayatında olan ya da olmasından korktuğu bir durum olduğunda, bu duyguları yok saymaya çalışabilir. Ancak, bu duygular yok sayıldığında bile, herhangi bir yere kaybolmadıklarından bu duygular kişinin iç dünyasında kendisini göstermeye, hissettirmeye çalışırlar. Bunu da duygu ve düşünce kanallarından yapamadıklarında, beden kanalından yaparlar. Kişiye bedeni kanalıyla/yardımıyla, o çok yoğun bu yoğun duyguları hissetmeye başlar. Kalbe iğne batması bunun tam da somut göstergesidir.
Kalbe iğne batması, insanın yok saymaya çalıştığı yoğun ve olumsuz duyguların varlığını temsil eder. Alarmın çaldığı bir durumdur. İvedilikle iç dünya ilgi istemektedir. Bu duyguların ve yaşantıların yakından incelenmesine, iç dünyaya kulak verilmesine çağrıdır. Kalbine iğne batan kişinin, kendi iç dünyasına dönmesi için sessiz çığlıktır.
Kalbe İğne Batma Hissiyle Baş Etme Yolları
Kalbe iğne batma hissine sahip olan kişilerin, bedenlerinde bu ağrıyı hissetmeden önce mutlaka o ağır ve olumsuz duygular kendisini göstermiştir. Kişi bugüne kadar kullandığı baş etme yollarını kullanmıştır. Ancak baş etmede başarılı olamadığı için, o duygular ve yaşantılar çözülememiş, sıkıntı vermeye devam etmiştir. O nedenle, öncelikle
1) Kişinin bugüne kadar kullandığı baş etme yolları değişmelidir,
2) Kişide kalbe iğne batma hissine sebep olan kaygı, korku ve hüzünle kişi tanışmalı ve onun varlığını kabul etmelidir,
3) Yoğun ve olumsuz duyguları ve yaşantıları çözmek, yeni baş etme yolları kazanmak ve kalbe iğne batma hissini gidermek için psikoterapi ile tedavi şarttır.
Kalbe iğne batması hissi ne kadar kişinin hayatının zorlayıcı olsa da kişinin hayatında temas etmekten kaçındığı, korktuğu zor duygular olduğu gerçeğini yansıtsa da, çok önemli bir işarettir. Çünkü artık aslında kişinin kaçacak yeri kalmamıştır ve bu meseleyle halleşmek zorundadır. Kalbe iğne batma hissine de dayanması güç olacağı için, kendi içine dönmek durumunda kalır. Ne de güzel olur. Çünkü ancak bu şekilde iç dünya değişir, dönüşür ve de büyür.