Bu sorunun cevabı tabii ki evet. Çünkü’leri fazla.
Şöyle ki..
Sevgili olmak, sevgi, saygı, bağlılık, güven, paylaşım ve yakınlık gibi unsurların dahil olduğu bir ilişkiye sahip olmak demek. İki kişinin varlığını gerektirir. İki kişinin olduğu bir ilişki düzleminde, iki farklı hikâye, iki farklı algı biçimi, iki farklı düşünme biçimi, iki farklı duygu deneyimleme biçimi vardır. Zaten mesele de tam burada başlar. Taraflar arasında sorun olmadığında, bu gibi farklılıklar ilişkinin ön safhalarında yer almayacağı için önemli de olmaz. Ancak, ne zaman bu farklılıklar ilişkinin partnerleri tarafından anlaşılmaz olur, uzlaşılamaz olur, o zaman farklılıklar sorun olarak adlandırılır. Sorunların başladığı yer, her ne kadar ilişkinin zorlandığı yer gibi gözükse de aslında o çatışma hali ilişkinin gelişmesi, kaynaklarını genişletmesi için bir fırsat sunar.
Sevgili ilişkisi iç dünyamızı anlamamız için fırsattır.
Sevgili ilişkisi, kişilerin kendilerini tanıyabileceği en güzel mecralardan birisidir. Sevgili ilişkisinde, partnerler hem kendi duygu, düşünce, beklentilerini anlamaya ve bu duygusal ihtiyaçlarını doyurmaya çalışırken, hem de partnerlerinin duygusal beklenti ve ihtiyaçlarını anlayıp karşılamaya çalışırlar. Bu ilişki alanı her ilişkiye özgüdür. Her ilişki biriciktir. O nedenle, her sevgili ilişkisinde ortaya çıkacak olan soru ve sorunlar da biriciktir. Böylelikle kişi, sevgili ilişkisinde aslında kendisine dair birçok bilgiyi edinme fırsatı bulur. Buna ek olarak da sevgili ilişkisi devam etsin ya da etmesin, kişi kendisine ve ilişkiyi yaşayış biçimine dair birçok bilgi öğrenmiş olur. Bu bilgiler, ilişkinin sayesinde olduğu kadar, kişinin kendi deneyimleri sonucunda kendisini tanıma sayesinde edinilir.
Sevgili ilişkisinde kalp acıdığında çare kaçınılmazdır.
Tüm bunların ışığında, sevgililer çift terapisine gidip, ilişkilerini mercek altına alarak hem ilişkilerini hem de kendilerini daha yakından tanıma fırsatına sahip olurlar. İlişki terapisti, partnerlerin sevgili ilişkisi gibi yakın bir ilişkide kişilerin daha kırılgan olduğu, daha savunmasız bir yerde konumlanabileceği bir ilişki döngüsünde, çok daha etkili bir biçimde kişilerin iç dünyalarıyla çalışabilir. Nasıl ki, ateş düştüğü yeri yakar. İnsanlar da duygularının ön planda olduğu sevgili ilişkisi içerisindeyken, sorun yaşadıklarında kalpleri acır. Bu kalp acısı, ıstıraplıdır. Dayanılmazdır. O nedenle de çare kaçınılmazdır. Tam da bu çaresizlik ve ıstıraba deva bulma sürecinde, kişilerin kendilerini anlama çabaları çok fazladır. O nedenle, içsel olarak değişimlerin de en fazla olduğu süreçtir.