İlişkisini sürdüren ama farkında olmadan kendi öz bakımından uzaklaşan sevgili çiftler,

Bu yazı tam da size.

Bir ilişkinin içinde olmak, insanın hem kalbini hem zihnini hem de bedenini etkiler. Özellikle ilişkinizde bazı meseleler içten içe devam ederken, çözümsüz kaldığını düşündüğünüz konular büyüdükçe ilk terk ettiğiniz şey ne yazık ki kendiniz olur. Eğer son zamanlarda öz bakımınız, kişisel bakım alışkanlıklarınız, beslenme düzeniniz veya ruhsal ihtiyaçlarınız yavaş yavaş geri plana düşmeye başladıysa, içinizde bir şeyler size alarm veriyor demektir.

Fakat çoğu zaman bu alarmı duymayız. Çünkü duygu yoğunluğu o kadar fazladır ki, zihnimiz karmaşıklaşır, önceliklerimiz bulanıklaşır, hatta kendimizi “Ne yapacağımı bilmiyorum” duygusunun içinde buluruz.

İlişkide Çözülemeyen Meseleler Öz Bakımınızı Nasıl Etkiler?

Bir ilişkide konuşulamayan konular, çözüm üretilemeyen çatışmalar ve içten içe büyüyen kaygılar, kendine yönelme kapasitesini azaltır. Çünkü zihniniz sürekli ilişkiyle meşguldür:

• “Acaba sorun bende mi?”
• “Neyi yanlış yapıyorum?”
• “Partnerim neden uzaklaştı?”
• “Bu ilişki nereye gidiyor?”
• “Söylesem mi söylemesem mi?”

Bu soruların ağırlığı o kadar derin olabilir ki, kişi kendi ihtiyaçlarını fark etmeyi bırakır. Bir noktadan sonra beslenme düzeni bozulur, uyku ritmi kayar, spor rutini dağılır, mental yük artar. Bedeninize olan yatırım azalırken, ilişkinizde olup bitenlere harcadığınız zihinsel enerji artar. İşte tam da bu noktada öz bakım sessizce geri çekilmeye başlar.

Beden Neden İlk Tepkiyi Verir?

Çünkü çözülmemiş duygular önce zihni, sonra bedeni etkiler.

Bedeniniz; kaygınızı, öfkenizi, çaresizliğinizi, umutsuzluğunuzu siz fark etmeden taşımaya başlar. Bu yüzden:

• Daha fazla atıştırmalık, rafine ve hızlı tüketilebilir besinlere yönelirsiniz.
• Spor yapmamak için bahaneler çoğalır.
• Cilt, saç, beden bakımı “aman sonra yaparım”a dönüşür.
• Enerjiniz düşer, motivasyonunuz azalır.
• Kendinizi sık sık yorgun, isteksiz ya da duygusal olarak çökük hissedersiniz.

Tüm bunlar aslında “Ben çok yoruldum, benimle ilgilen” diyen bedeninizin fısıltılarıdır.

Kendinize Değil, İlişkiye Zarar Vermemek İçin Kendinize Zarar Verirsiniz

Bazen kişi ilişkideki sorunları büyütmemek için kendi ihtiyaçlarını yok sayar.
“Boşver, şimdi sırası değil.” “Ben hallederim.” “Önce o iyi olsun.” “Biraz sabredersem geçer.”

Zannederiz ki kendimizi geri plana iterek ilişkiyi koruyoruz.
Aslında yaptığımız şey tam tersi. İlişkiye iyi gelsin diye kendimize zarar veriyoruz.

Öz bakımın azalması, kişinin duygu düzenleme kapasitesinin de azalması demektir. Bu durum uzun vadede:

• İlişkide daha fazla gerginlik,
• Daha fazla kırılganlık,
• Daha fazla duygusal kopukluk,
• Daha fazla tükenmişlik

yaratır.

Öyle ki bir bakmışsınız, partnerinizle konuşamadığınız duygular artık bedeninizde taşınır hale gelmiş. Sorunlar, sanki bedeninize yerleşmiş gibi hissedersiniz. İşte bu, bir ilişkinin kişiyi içine çeken girdabına dönüştüğü andır.

İyileşmenin İlk Adımı: İlişkiye Başka Bir Pencereden Bakabilmek

Bir ilişkiyi güçlendiren şey yalnızca emek değildir; aynı zamanda kendine iyi bakmaktır. Çünkü iyi bakılmamış bir beden ve zorlanmış bir zihin ilişkiye katkı sunamaz.

Bu nedenle:

• Duygularınızı anlamanız,
• İhtiyaçlarınızı görünür kılmanız,
• Bedensel ve ruhsal sınırlarınızı yeniden kurmanız,
• İlişkide nerede durduğunuzu fark etmeniz

çok önemlidir.

İlişkide “biz” olabilmek için önce “ben”i korumak gerekir. Çünkü öz bakım sadece kendinize yaptığınız bir iyilik değildir; ilişkinizi de besleyen en temel yapılardan biridir.

İlişkinizdeki Bu Döngüyü Fark Ediyorsanız…

Bu yazıda kendinizi bulduysanız, bedeninizin ve ruhunuzun size söylediği şeyleri ciddiye alma zamanı gelmiş olabilir. Çünkü fark etmediğiniz ya da ertelediğiniz her duygu, geri dönüp sizi daha derinden etkiler.

Çünkü her zaman ilişkiyi iyileştirmek, önce kendinizi iyileştirmekten geçer.